Nihayet koşuşturmacalarım bitti! Düğünüm 15 Ekim tarihinde pek de güzel oldu:) Yağmur gün boyu hiç yağmayarak beni sevindirdi, güneş pırıl pırıl içimizi ısıttı ama Bursa'nın meşhur lodosu yalnız bırakmadı bizi, gelinliklerle dış mekan çekimi için gittiğim kırlarda ''doğal olmalı'' diye kuaförüme milyonlarca kez söylediğim saçım lodosunda etkisiyle gerçekten ''doğal'' oldu:)
Hayallerimizi süsleyen 1960 model kırmızı Chevrolet'imiz o gün bizi ağırlamaktan oldukça memnundu ve gelin bebeğim odamdaki kutusundan çıkıp arabanın üzerindeki yerini bulmuştu.
Düğün sonrası, balayı ise kelimenin tam anlamıyla rüya gibiydi, tüm bu detaylara ayrı ayrı postlarda değineceğim ama şimdi şöyle üstten üstten geçeyim dedim.
Yeni evimizde her sabah uyandığımda bunun bir rüya olduğunu ama aslında benim yıllardır hayalini kurduğum gerçeğime kavuştuğumu anladım. Evet ben gelin olmuştum, düğünüm olmuştu herkesler gelmiş mutlu mutlu danslar etmiştik beraber, nasıl olacak derken bitivermişti tüm bu hengame. Yavaş yavaş hepsini düşünüp gülümsemek, sağ parmağımdan sola geçen yüzüğe alışmakla geçti yazmadığım zamanlarda vakitlerim.
Durup durup eşimle birbirimize : '' Güzel olacağını hayal ediyorduk ama bu kadarını biz bile tahmin edemedik.'' diyoruz. Evliliğin ilk günleri, ilk haftası derken ikinci haftasını da doldurduk bu cumartesi.
Güzelliklerin yanında ülkemizin yaşadığı sıkıntılar, şehitlerimiz, Van'daki acı deprem de derinden sarstı beni bu dönemde. Depremle ilgili yayınları, gazetelerde çıkan haberleri okuyamıyorum, görüntülere ve resimlere ise tahammülüm yok kendimi hiç bir koşulda tutamıyorum:( Depremin yarattığı hasar biten on iki yıla rağmen geçmedi bende.Bu yüzden blogumdan bile bir süre uzak durdum, ama şimdi daha iyiyim ve işte burdayımm..!!
Merhaba!