18 Kasım 2011

                                                     
                                                             Bugün ne yapsak?

                                              Balkona gelen güneş ışıklarından keyif alsak...



                                    Güneşten etkilenip, melekler gibi mutlu olsak, çalıp oynasak:)



                                                       Zaman ilerliyor deyip üzülmesek,


 
                             Bardağın dolu tarafını görmeyi başarsak, kalan saatler üzerine düşünsek:)



                                                                 Ne güzel olur değil mi?

17 Kasım 2011

      Mutlu sabahlar,

  Bu sevdiğim bir başlangıç şekli! Neyse ki daha ''öğlen'' olmamış. Benim için gün erken başladı halbuki, ama geç buluştum bilgisayarımla.

    Şuan bu görüntüye bakıp,
 
    Dışarıdaki havanın güneşli olmasını,

     Şamdanım için uçuk pembe mumlar almayı,

   Dergi Bursa için ilk yazıma başlamayı,

   Öğlenleri bağımlısı olduğum nescafe yerine, türk kahvesi içebilmeyi, böylece daha az kalori, daha az kafein almayı,

    Tv'de bugün, ''bugün ne giysem, bana her şey yakışır ve kötü haberler dışında farklı bir şeyler görebilmeyi,

    Sosyoloji çalışabilmeyi, buradan yeni bir dil öğrenebilmeyi, yada var olup da körelmekte olan İngilizce'mi geliştirmeyi,  en azından unutmamayı,

    Düşünüyorum...
   
    Hayal ediyorum...




                                                  Aslında yapılabilecek ne çok şey varmış...
 
                                                                                  En azından bir post girdim:)

       
                                                                     Mutlu Öğlenler!

 

 

16 Kasım 2011

Önemli olan 'ruh' güzelliği:)

   Eskiden beri söylediğim bir şey var: bir ev,  işyeri veya  restaurantın şık, lüks veya özenli olmasından daha önemli bir şey var. O da 'ruh'unun olması. Şimdilerde onlarca para dökülerek dekorasyon yapılan evlerde eksikliğini gördüğüm tam da bu işte. Oturma odaları tatlı muhabbetler yerine, televizyon seyretme odaları olmuş durumda. Misafir odaları en özenli şekilde dekore edilip kapısı kapalı duruyor, beklenip de gelmeyen ''misafirler'' ya da ''beklenmeyen''ler için. Hep bir mazeret sunuluyor, bir araya gelinmiyor, sohbetler etkisini yitiriyor, giderek azalıyor. Evler büyüdükçe içinde yaşayan insanlar azalıp, mutsuzlaşıyor sanki. Her odada ayrı bir dünya yaratılıyor. Ailenin biricik çocuğu için düşünülen, dekorasyon dergilerinden fırlamış gibi duran o şirin odalarda çocuklar yalnızlaşıyor, bilgisayar ekranından veyahut test kitaplarından başka bir şey göremiyor.

    Biraz dertliyim sanırım bu konuda:) Bu postta bahsedeceğim yer ''ruh''u olan huzurlu bir yer, balayımızı geçirdiğimiz maxx royalden bir kaç kare...

                                       Odadaki mutlu evlilik kartı nazik bir düşüncenin eseriydi:)


     Akşam yemeği rezervasyonumuzu otelin dışında kalan Golf House'da yaptırmıştık aslında ama gerçekten soğuk ve korkutucu bir mekandı tüm ihtişamına rağmen.Biz de Fransız Restaurantı olan ''La Mole''e gittik. Otel bu yıl mayıs ayında açılmış,dolayısıyla her şey deluxe ve modernliğin sınırları zorlanmış. Salaş ve rahat görünen yer sayısı çok az takdir edersiniz ki. Bu bir yandan iyi, ama insanın o ''ışıltı''dan canı sıkılabiliyor.İşte o anlarda La Mole Restaurant'a veya Le Melange Patisserie'e kaçabilirsiniz. Çünkü mükemmel denilecek güzelliğe ve huzura sahipler.










                                                 Sandalyeler ve pudra krem uyumu harika!


    Otelde ilgimi çeken bir başka güzellik de, masalarda her gün tazelenen canlı çiçeklerin kullanılmasıydı. Main ve a'la carte restaurantlar, snack'ler ve hatta wclerde bile canlı çiçeklerin olmasına bayıldım.


                                                                 Güzel Günler...

10 Kasım 2011

Detaycıyım Detaycısın Detaycıyız!!

    Söz verdiğim gibi kına ve düğün detayları ile geldim, zaman öyle hızlı geçiyor ki... Ben de zaman geçtikçe resimlere daha detaycı gözlerle bakıyor, bütün bunların geçip bitmesine inanamıyorum:) Keyifli zaman geçirmeniz dileğiyle:) Bu arada yeni izleyicilerim, hoşgeldiniz:)



Çiçekler içinde çiçekler veren sevgiliyle, eş olma yolunda çok heyecanlıydık:)


   

   Hep gelinliğimde küçük dantelli kollar istemiştim, düğünüm süresince ve sonrasında da hiç pişman olmadım bu isteğimden,gerçekten çok beğenildi. Ben de yüzbinlerce straplez gelinlik ve straplezli gelinden sonra bu değişiklikten memnun kaldım:)



       Düğünde konvoya takılan havlular, geleneksel kına tepsisi... Onca karışıklıkta çekmeyi unutmadığıma seviniyorum çünkü bize havlulardan hatıra bile kalmamış:(


Mutlu günler...